Işık hızının sırları çözülemiyorken 2012 yılının hemen başında birkaç ay sürece tüm dünyaya nefesini tutturdu. Araştırmacılar modern fiziğin temel taşlarından herhangi birinin riskte olup olmadığını anlamaya çalıştılar. Gerçekleşen bu paniğin nedeni Ulusal bir Laboratuvardan gelen raporlar olduğu öğrenildi.

Işık hızının sırları nedir?

Bu raporlar 730 km ötedeki İsviçre/ Fransa sınırında bulunan CERN‘de bir parçacık hızlandırıcıdan ateşlenen nötrinoların ışıktan hızlı yol aldığını söylüyordu. Yüz yıldan uzun süredir yerleşmiş olan fizik anlayışına göre ışığın boşluktaki hızı (ışık hızı) saniyede 299.782.458 kilometredir. Bu, evrendeki nihai hız sınırıdır. Kütle sahibi hiçbir nesne, Albert Einstein‘ın çalışmalarında çok güzel özetlediği sebeplerden ötürü bu hıza (ışık hızı) erişemez. Çünkü nesneler “göreli” hızlara yaklaştıkça Einstein‘ın özel görelilik kuramının öngördüğü tuhaf etkiler ortaya çıkarak ivmelenmeyi giderek zorlaştırır. Yalnızca kütlesiz ışık fotonları ve diğer elektromanyetik radyasyon ışık hızına erişebilir.

Maalesef bu konuda fizik kaynaklarında bir devrim olmasını bekleyenleri fazlasıyla üzdüğünü söylemek mümkün. Gran Sasso’da kılı kırk yararcasına incelemeler, nötrino patlamalarının zamanlanmasında hata yapıldığını ve ışık hızının aşılmadığını kanıtladı. En azından şuan durum bu şekilde devam ediyor. Fakat “süper hızlı” adlandırması fizik kurallarına aykırı değil. Beklemediğimiz kadar hızlı hareket eden nesneler bizi afallatabilecek hızlara çıkabiliyor.

Bakış açımız bu şekilde olduğu zaman evrenimiz süper hızlı olgularla dolup taşıyor. Işık hızına, arada trilyonda bir fark kalacak kadar yaklaşan tuhaf parçalardan tutun da gezegenlere, yıldızlara ve hatta insan yapımı uzay sondalarına kadar birçok şey mermiden çok ama çok daha hızlı hareket ediyor.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Işık hızının sırları ve ışık hızı ile ilgili bilgiler adlı yazının fikirlerinizi alt kısımdan yorum yaparak belirtebilirsiniz.